15 Kasım 2011 Salı

Başlarken

Doğrusu hep neden bir şeyler yazmak istediğimi sorgulamışımdır. Sadece kendimin değil başkalarının da - özellikle günlük tutanların -  neden yazdığı aklımı kurcalar. Saçma bulduğumdan yada gereksiz gördüğümden değil, tam tersine yazmak eyleminin ve başkalarının yazdığını okuyarak bu eyleme anlam kazandırmanın benim gözümde anlatılması zor önemlilikte bir yeri var. Okumak eylemi ikincil kalıyor, yazmak eyleminin yanında. Tabii ki okumak eyleminin ne denli hayatlarımızı etkileyip şekillendirdiğini yadsımak değil niyetim.

Her neyse, eminim hepimizin aklının içinde dönüp dolaşan ve içinde bulunulan zaman-mekan-algı durumuna göre cevapları değişen sorgulamaları vardır ve benimki de onlardan biri sadece.

Yani uzun lafın kısası "Neden buraya bu satırları yazıyorum?" sorusuna verecek kesin bir cevabım yok şimdilik. Bir kaç sebep sıralayabilirim fakat eğer ben kendimi bir parça tanıyorsam, kendimi yanıltmışlığım da vardır ve bu cevapların doğru olup olmadığını ben bile bilemem. Çünkü hepinizin her an yakalanabileceğiniz hatta yakalandığınızda da büyük bir ihtimalle farkına varamayacağınız çağımıza özgü bir hastalığımız var: "kendine yabancılaşma".

"Neden buraya bu satırları -üstelik kişilerin izleyip yorumlamasına açık olarak- yazıyorum?" sorusunun cevapları şunlar olabilir:

- Sosyalleşme ihtiyacı
- Kendini anlamaya çalışma
- İlgi çekmek
- Paylaşmak
- Kayıt tutmak, ileride hatırlamak ve ders almak için kendi tarihini oluşturmak

Şimdilik bu kadar. Henüz hiçbirşey yazmadığımın farkındayım.